Çocukluk döneminde en sık uygulanan cerrahi operasyonlardan olan kasık fıtıkları, genellikle erkek çocuklarda skrotumda (erkeklerde testislerin bulunduğu torba benzeri organın ismidir.) veya kasık bölgesinde görülen çıkıntılarla kendini belli eden bir fıtık çeşididir.
Görülme sıklığı gününde doğanlarda %1-3, prematürelerde ise % 16-25’tir. Erkeklerde kızlardan 3-10 kat fazladır. Bu fıtıklar genellikle yeni doğan bebeklerde görülmektedir. Ancak bu görülme durumu ilk hafta ve ayları kapsamayabilmektedir.
Genellikle örneğin ağlama gibi vücut gerilimine sebep olan durumlarda çıkıntı olarak kendini belli edebilmektedir. Bu ağlama anında veya sonrasında çıkıntının büyüdüğü gözlenebilir ve uyku anı gibi rahat zamanlarda görüntü olarak küçülebilir ve kaybolabilir. Karın içi basınç artışına neden olan bu sıvı birikimi ya da tümör gibi faktörler, uzun süren kronik öksürük nöbetlerinin ortaya çıkışını kolaylaştırmaktadır.
Çocukluk çağı kasık fıtıklarında en önemli sorun, hastaların boğulma riski altında olmalarıdır. Bu oran yaklaşık olarak %12-17 arasındadır. En sık bir yaş ve altı çocuklarda görülmektedir. Kasık fıtıklarında erken teşhis önemli olabilmektedir. Teşhisinde geç kalınan fıtıklar tedavi edilmezse fıtığın sardığı organ veya kesenin alınması gerekebilmektedir. Erken teşhis edilmeyen hastalarda ölüm riski mevcut olabilmektedir. Ölüm oranı herhangi bir komplikasyon gelişmeyecek bir hastada neredeyse sıfırdır.
Mevcut fıtıklar genellikle kasık kanallarında bulunmaktadır. Erkeklerde ve kadınlarda kasık kanalları mevcuttur. Anne karnındaki erkek bebekte gelişim aşamasındayken testisler genellikle doğumdan yaklaşık birkaç hafta önce bu kanallardan inerler. Kadınlarda bu kanallar, uterusun yuvarlak bağının geçiş yerinde bulunmaktadır.
Fıtıkların bulunduğu konumlarda veya yakınlarda bir fıtık varsa bir çıkıntıya neden olmaktadır. Fıtıklar hareket sırasında ağrılı olabilmektedir. Tedavi edilmediği taktirde büyüyerek gelişebilmektedir.
Kasık fıtıklarındaki en riskli durum sıkışmış fıtıklarda görülmektedir. İlk aşamada yumuşak ve zaman zaman ağrı hissedilen küçük kitle zamanla çevre doku ve organları sararak bu hedefleri kıskaç altına alır. İlk konumunda yatay pozisyonda görülmemekte olan bu fıtıklar artık görünür olmaya ve daha şiddetli ağrılara sebep olmaktadır.
Fıtıkların sardığı hedef organ yeteri kadar kan ile beslenemediği için kangren oluşumuna, delinmeye veya karın içi zarının iltihaplanması olarak bilinen peritoniteye sebep olabilir. Bu fıtıkların derhal cerrahi müdahaleyle alınması gerekmektedir.
Kasık fıtıkları kendini;
Kasık fıtığı ameliyatları belirtiler doğrultusunda yapılan teşhislerle planlanır. Ultrason yardımıyla da teşhis mümkün olabilmektedir. Teşhis aşamasında yapılan bazı testeler sonrası hastada önemli bir kalıtımsal hastalık, sendrom, ameliyat sonrası risk teşkil edebilecek komplikasyona rastlanırsa uzman hekim tarafından işlem planı belirlenecektir.
Kasık fıtığı ameliyatı teşhis sonrası günlerde yapılabilmektedir. Kasık fıtığı teşhis edilen küçük yaştaki hastalarda ilerleyen zamanlarda risk oluşumu görülmektedir. Hidrosel (su fıtıkları.) gibi durumlar dışında ameliyat için 1 ile 1,5 yaşa kadar beklenebilmektedir.
Kasık fıtığı ameliyatları genel anestezi alında yapılmaktadır. Günümüzde açık ve kapalı kasık fıtığı ameliyatları mevcuttur. Kapalı kasık fıtığı ameliyatlarında alınan anestezi miktarı açık kasık fıtığı ameliyatına göre daha azdır. Uzman hekimler kapalı kasık fıtığı ameliyatlarını önerebilmektedir.
Bikini çizgisi olarak bilinen bölgenin 1,5-2 cm altında açılan ufak kesiyle fıtığın bulunduğu hedef keseye ulaşılmaktadır. Fıtığın bulunduğu hedef kese yaklaşık olarak eldivenin bir parmağı uzunluğundadır. Ulaşılan kese kasık kanalı içine girdiği bölgeden bağlanarak çıkarılır ve kendiliğinden eriyen dikişler atılarak operasyon sona erer.
Kapalı kasık fıtığı ameliyatlarında hastanın operasyon sonrası dikiş aldırmasına gerek kalmamaktadır. Aynı zamanda açık kasık fıtığı ameliyatında olduğu gibi cilt ve cilt altı dokuları, kasık kanalı tabakası da kesilmemiş olacaktır. Bu sayede hastalar daha az ağrılı bir ameliyat sonrası süreç geçirmiş olacaktır.
Kapalı kasık fıtığı ameliyatının avantajlarından bir diğeri de işlem sırasında ikinci kasık kanalında herhangi bir sorun olup olmadığının görülebilmesidir. Bu sayede diğer kanalda da mevut bir problem görüldüğü taktirde müdahale edilebilmektedir.
Fıtık boğulması, boğulmadan kaynaklı çürüyen doku veya organ veya herhangi bir komplikasyon geçirmemiş hastalarda oldukça kolay geçmektedir. Operasyon anında kasıklardan kesi yapılmadığı için neredeyse hiç iz kalmamaktadır. Kasık fıtıkları tekrarlayabilmektedir.
Cerrahi operasyon harici ilaç vb. tedavi yöntemleri etki etmemektedir. Bu tekrarlayan kasık fıtıklarında da yeniden kapalı kasık fıtığı ameliyatı önerilmektedir.Erkek çocuklarında yapılan açık kasık fıtığı ameliyatında fıtık kesesini testisin damarlarından ve sperm kanalından ayırma amacıyla tutmak ve bazen de çekmek gerekebilmektedir.
Kapalı kasık fıtığı ameliyatında ise fıtık kesesi çıkartılmadığı için testisin damarlarına veya sperm kanalına hiç dokunulmaz.
Yayınlanma Tarihi: 13 Aralık 2020
Güncellenme Tarihi: 28 Ocak 2021